Yazarlar

Corona Günlükleri-71 Sil Baştan…

Bildiğimiz gibi tüm dünya Corona ile tanıştı ve ülkeler kendi düzeyinde bu
pandemiyle boğuştu. Her zaman olduğu gibi bilim, o an için çaresi olmayan
konularda yepyeni çözümler üretmeyi sürdürüyor. Coronaya da şimdilik yetersiz
olsa bile çok büyük önlemler buldu, bizler de uyguladık. Aşı da bunlardan biri ve
en önemlisi… Yine her zaman olduğu gibi aşı karşıtları da türedi, aşıyı kötüleyen,
ama hiçbir bilimselliği olmayan, inanca dayalı açıklamalarla taraftar bulmaya
çabaladılar. Başarılı oldular mı? Evet; mezarlıklar tanıklarıdır!
Yönetmek bir sanattır. Büyük bir bilgi birikimi, dinleme-anlama-yorumlama
yeteneği, işbirliği yapabilme becerisi ve çağdaş bir kafa ister. En küçüğünden en
büyüğüne kadar bunu genelleme yapabiliriz. Ülkemizde bu tür yöneticiler
mumla; pardon, Diyojen’in memleketinde fenerle gündüz vakti arandıklarından
işimiz ta en baştan zordu, öyle de sürdü.
Israrla ve dirençle bilimselliğe karşı durmayı başardık! Dünyada sanki başka bir
pandemiden söz ediliyormuş gibi alınması gereken önlemleri al-a-madık. İşin
başındakiler inandırıcılığını kaybetti. Hastanelerimizde yoğun bakımlar tıka basa
doluyken hasta sayılarını yokmuş gibi verdiler… Ölümler gizlendi, bulaşma yok
sayıldı. Özetle Avrupa’nın bizi kıskanmasından, dış güçler ile hain muhalefetten
dolayı sanki ülkemizde pandemiden insanlar ölüyormuş gibi gösterenlere ateş
püskürüldü!
Akla hayale sığmayan önlemler alınca Avrupa gerçekten şaşıracaktı! Halen
sürdüğünü sandığım gece 12.00’den sonra müzik çalınmasının pandemiyi
tetiklediğini hep birlikte öğrendik örneğin! Toplu taşımacılıkta takılmayan
maskelere sokakta, parkta tek başına otururken takılmadı diye ceza kesilmesi
de bize özgüydü. Böyle birçok kuralımız vardır ve üzerimizde test edilmiştir,
anımsarsınız. Sağlık emekçilerinin çektikleri, meslek hastalığından ölümleri
içimizi yaksa da suya yazılan yazı gibi çabuk unutulacak sözlerdi sonuçta…
Gelelim günümüze; dünyanın bazı ülkelerinde de önlemler gevşetildi. Virüsün
şekil değiştirerek daha az öldürücü hale gelmesi bir avantajdı. İnsanların eve
kapatılması ve asosyal hale getirilmesine göreceli olarak son verildi. Elbette
bizde de olmalıydı, oldu da… Sayın büyüğümüzün izniyle önlemleri kaldırıp

pandemiyi yok sayıverdik sanki! Maske işi bitti, mesafe hak getire, aşılanmada
da zaten yeterince vurulduk, yetiversin havasına sokulduk.
Buraya kadar yöneticilerin hatalarını yazdık; iğneyi bir tarafımıza sokma zamanı
geldi! Evet; aklı başında insanlar başta olmak üzere pandemiyi yok sayıverdik…
Bazen ayıp olmasın diye ya da yakınlarımızın baskılarıyla maske taktık; ama bir
süre sonra o maskeleri sağcılar sağ, solcular sol kollarına takarak siyasi mesaj
vermeye başlamıştık bile…
Bir süre önce kendimi gribe benzer, ama vücuttaki ağrılarıyla “Ben grip
değilim!” diyen bir durumda bulunca doğru hastaneye gidip Covit-19 Testi
yaptırdım. 5-6 saat sonra “Müjde; artık Covit’siniz” uyarısı aldım. “Kardeş, sen
artık bulaşıcı bir hastalık taşıyorsun, bu nedenle evinde karantina altında
kalacaksın. Ekiplerimiz arada gelip seni izleyecek. Üstelik senin evinde başka
kimler var? Onları da bize bildir, şüpheli olarak onları da karantinaya almalıyız”
gibi tıbbi ve bilimsel açıklamalar bekledim. Sonuç; halen de beklemekteyim…
Elbette eşim de 2 gün sonra aynı belirtileri göstermeye başlayacaktı. Bunları
tahmin ettiğimden kendimle birlikte eşimi de evimizde karantinaya sokmuştum
zaten… Yaklaşık on gün geçtiğinde eşimle birlikte hastaneye yine kendi aracımla
giderek yeniden test yaptırıp karantina durumumuzu öğrenecektik. Ancak
sorduk öğrendik ki sağlama testi yapılmıyormuş! Bu durumda biz de artık hiçbir
belirti göstermediğimizden 10 günlük karantinamızı 2 Aralıkta bitirecek,
sonunda özgürlüğe kavuşacağız.
Sinop’ta başarıyla gerçekleştirilen “Lakerda Festivali” sırasında çok yoğun bir
kalabalık olması, benim de SİYASAD (Sinop Yazarlar Şairler Ve Sanatçılar
Derneği) kitap standında kitaplarımı tanıtmak adına üç gün kalmam,
bulaşmanın burada olduğunun kanıtı sayılır. Gördüğüm kadarıyla Maske-
Mesafe hiç olmadı diyebilirim.
Asılmakta olan Laz kardeşimizin son arzusu sorulduğunda “Bu bana ders olsun”
demesi gibi; dostlar, “Corona halen yaygın ve salgın; öldürmese de
süründürüyor, şakası yok, biline” diyerek sağlıklı günler diliyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu